Çin ve Küresel Güney arasında güçlü iş birliği
Şu anda Güney Pasifik Adaları ülkeleri ve Timor-Leste ziyareti için 10 günlük bir turda olan Çin Devlet Konseyi Üyesi ve Dışişleri Bakanı Wang Yi, bir süre önce söylenmesi gereken bir şeyi ifade etti. Ziyaretinin dördüncü durağı Fiji’de Devlet Başkanı Ratu Katonivere ile görüşmesi sırasında Wang Yi, Çin’in başarılı kalkınmasının gelişmekte olan ülkelerle müşterek bir ortaklık olduğunu söyledi.
En fazla dikkat edilmesi gereken şey, dünyanın ikinci büyük ekonomisinin, yoksul ülkelerin sosyal ve ekonomik çıkarlarının korunmasını sağlayarak Küresel Güney’i kollama sözüdür. Sözünün eri Çin Dışişleri Bakanı Wang’ın turu, bir bütün olarak gelişmiş ülkelerin, bölgenin tasarımları için bir stratejik değeri olmadığına inandıkları için genel olarak ziyaret etme konusunda isteksiz oldukları bir bölgede gerçekleşiyor.
Herkes kahraman seviyor ve Çin şaşırtıcı şekilde tam da gereken özellikleri taşıyor. Işığın etrafında toplanan pervaneler gibi gelişmekte olan dünya ekonomik güç merkeziyle bütünsel ortaklığa kolayca sımsıkı sarılıyor. Tesadüfen ya da zorlama yoluyla değil, diğerleri üzerinde hâkimiyet arayanların izlediği yöntem budur. Çin’in alçakgönüllülüğü emsal teşkil ediyor. Çin’in dünya görüşüne göre, tam yetkili bir ortaklığı garanti etmeyecek kadar önemsiz bir ülke yoktur. Batı dünyasının bir liderinin Wang Yi’nin şu anda seyahat programındaki ülkeleri ziyaret etmesi anlaşılmaz bir şeydir. Batı’nın düşüncesine göre, Pasifik Adaları ülkeleri, ciddi hükümetlerarası ilişkilerden ziyade, tatilciler ve Hollywood filmleri için ideal “ilkel” yerlerdir.
ÇİN’İN EKONOMİK BÜYÜMESİ KÜRESEL EKONOMİYİ DESTEKLEDİ
Wang Yi’nin Fiji’deki mütevazı açıklaması, Çin’in bugün sahip olduğu gücün ortasında alçakgönüllülüğünün bir özelliğiydi. Çin, uzun vadeli modern altyapı ve teknolojik destek yoluyla, üçüncü dünya ülkelerinin sorunlarının maliyet etkin biçimde azaltılmasında çok önemlidir. Çin aynı zamanda daha önce gelişmiş ekonomilerin kapattığı farklı boşlukları doldurdu. Covid-19 salgını krizi sırasında Çin’in ekonomik büyümesinin küresel ekonomiyi tahmini yüzde 30 kadar desteklediği varsayılıyor.
Birleşmiş Milletler’in (BM) kurucu ve güçlü bir üyesi olarak Çin, farklı uluslararası forumlarda ekonomik kalkınma, yoksulluğun azaltılması ve sağlık hizmetlerinden gıda güvenliği ve çevre korumaya kadar uzanan bir dizi konuda gelişmekte olan ülkelerin isteklerini dile getirdi. Gelişmekte olan bir ülke olarak Çin’in, BM’deki savları ve yaklaşımları doğal olarak Küresel Güney’in çıkarlarını temsil ediyor. Wang Yi, Çin’in devam eden büyümesi ve kalkınmasının, gelişmekte olan ülkelerin meşru hakları ve çıkarlarını uluslararası alanda daha etkili bir şekilde gözetmesi için daha fazla kaynağa sahip olacağı anlamına geldiğine işaret etti. Çin’in devam eden gelişmesi BM’ye katkısını artırdı ve diğer gelişmekte olan ülkeleri canlandırdı ve harekete geçirdi.
Küresel Güney ile güçlü bağı ve ortak gelişmesi, Katonivere’nin, Çin’in “özverili desteği ve yardımı” olarak bahsettiği durum sayesinde mümkün oldu. Zamanla ortaklar, karşılıklı güven ve desteği güçlendiren ve dayanışmayı artıran faaliyetlerde bulundular. Bu, birkaç teste maruz kaldıktan sonra samimiyeti derinleşmiş olan bir dostluktur. Örneğin, Çin Covid-19 salgınının dünyayı kasıp kavurduğu son birkaç yılda olduğu gibi acil ihtiyaç zamanlarında arkadaşlarını terk etmediğini gösterdi. Batı’nın gelişmiş ülkeleri aşı ayrımcılığı yaparken ve hatta onların bazılarına ikinci sınıf vatandaş olarak davranırken, Çin, salgınla mücadele yardımcı olmak amacıyla farklı bağışlarla dünyanın her yerine ve her köşesine ulaştı.
ÇİN GELİŞMEKTE OLAN DÜNYANIN İLHAM KAYNAĞI
Çin iki dünyanın çocuğudur. Dünyada büyük ekonomilerin üyesi oldu, ancak halen gelişmekte olan bir ekonomidir. Bu yüzden sorunlara, küresel yelpazedeki gelişmelerin etkisini fark etmesine olanak sağlayan geniş bir bakış açısıyla bakıyor ve bu sorunları aşmak için pratik çözümler öneriyor. Gelişmekte olan ülkelerin durumlarını bozan ve hatta daha da kötüleştiren teorilere değil, işe yarayan somut projelere ihtiyacı vardır. Gelişmekte olan ülkelerin, Çin’in sürekli olarak büyüyen ekonomik başarısı ve küresel etkisinden yararlanmaya devam etmesi için Çin ile ortaklıklarını kıskançlıkla korumaları gerekmektedir. Gerçekten de Küresel Güney, Çin ve Wang Yi’nin işaret ettiği gibi, kalkınmasını geciktirerek veya hatta sekteye uğratarak Çin’in gelişmemesini sağlamayı kafasına koymuş güçler arasında yerini almalıdır.
Çin hiç şüphesiz gelişmekte olan dünyanın ilham kaynağıdır. Çağdaşlarıyla karşılaştırıldığında benzeri görülmemiş kısa bir süre içinde ikinci büyük ekonomi haline gelmek için sadece görünüşe göre, aşılamaz engellerin üstesinden gelmekle kalmadı, aynı zamanda aşırı yoksulluğu ortadan kaldıran ilk ülke oldu. Çin diğer ülkelerin geliştiğini görme arzusuyla hareket ediyor, çünkü bu aynı zamanda ticaret ve gelişmeyi teşvik etmek için Kuşak Yol İnisiyatifi benzeri projeleri kullanabilecek becerikli ortaklara sahip olabilmesinin tek yoludur. Küresel ekonomik büyümenin sonraki sınırı Küresel Güney ile Çin’in işi başından aşkın durumda. Bu, değişen jeopolitik eğilimler ve koşullarla Çin’i omuzlarına yüklenen bir sorumluluktur.