Çin: Ukrayna krizi dünya ekonomisini olumsuz etkiliyor
Çin Dışişleri Bakanlığı, Ukrayna krizinin hâlihazırda zor durumdaki dünya ekonomisine olumsuz etkiler getirdiğini açıkladı. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, bugün başkent Beijing’de düzenlenen basın toplantısında, Rusya ile Ukrayna arasındaki ihtilafın Çin’in gıda ithalatına olan etkilerini değerlendirdi. Wang Wenbin, “Ukrayna krizi, küresel ekonomi, ticaret ve finansın yanı sıra, enerji ve gıda alanlarındaki sanayi ve tedarik zincirleri üzerinde büyük etkiler yarattı ve yaratmaya devam ediyor. Bu gelişme, tüm dünyada normal yaşamı ciddi şekilde etkilediği gibi, hâlihazırda zor durumda olan dünya ekonomisine yeni zorluklar getirdi. Küresel ekonominin canlanma eğilimi sarsılmamalı. Jeopolitik çatışmaların ve büyük devletler arasındaki güç oyunlarının bedelini farklı ülkelerin halkları ödememeli.’’ dedi. Sözcü, Çin’in Ukrayna krizinin yumuşatılmasında yapıcı rol oynamaya devam ederek, ilgili tüm taraflarla koordinasyon ve iş birliğini sürdüreceğini, bu suretle dünya ekonomisinin sağlıklı ve istikrarlı gelişimine dinamizm katacağını ifade etti.
Çin ekonomisi ilerlemeye devam edecek
Uluslararası ortam, küresel ekonomik büyüme oranını 2007’de yüzde 3,84’ten 2008’de yüzde 1,58’e düşüren 2008 Küresel Mali Krizinden bu yana kökten değişti. Küresel ekonomi, 2010’dan sonra yavaş yavaş toparlansa da 2011’den 2019’a büyüme hızı küresel mali kriz öncesine göre daha düşüktü. Özellikle, gelişmiş ekonomilerin 2011’den 2019’a kadar ortalama büyüme oranı, 1990’dan 2007’ye kadar olan yüzde 2,71’den çok daha düşük, yalnızca yüzde 1,87 idi.
Çin ekonomisini güçlü tutacak araçlara sahip
Batılı eleştirmenler, Çin’in Covid-19’a karşı sıfır tolerans stratejisini eleştiriyor ve bu stratejinin 2022’de Çin ekonomisine yarardan çok zarar vermesinin muhtemel olduğunu söylüyor. İnkâr edilemez bir şekilde, Çin’in dördüncü çeyrek Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) büyümesi yüzde 4 ile bir buçuk yılın en zayıf oranıydı. Çin ekonomisi aşağı yönlü baskılarla karşı karşıya. Bununla birlikte, Çin’in mevcut yüzde 8,1 GSYİH’si küresel ortalamanın oldukça üzerinde. Buna karşılık, üçüncü çeyrekte GSYİH’si yüzde 2,1 olan Amerika Birleşik Devletleri (ABD), yüksek kaliteli büyümeye odaklanmaya devam ediyor.
Çin’in kargo uzay aracı “Tianzhou-2” misyonunu tamamladı
Çin İnsanlı Uzay Projesi Ofisi tarafından yapılan açıklamada, “Tianzhou-2” adlı kargo uzay aracının misyonunu tamamlayarak, bugün Çin’in uzay istasyonunun çekirdek modülünden ayrıldığı belirtildi. Ülkenin güneyindeki Hainan eyaletinde bulunan Wenchang Fırlatma Merkezi’nden 29 Mayıs 2021 tarihinde fırlatılan “Tianzhou-2”, Çin’in uzay istasyonuna 6,8 ton ağırlığında malzeme taşıdı. “Tianzhou-2”, ayrıca yörüngede çok sayıda bilimsel deney yürüttü. Misyonunu tamamlayan aracın Dünya atmosferine girmeye hazır olduğu bildirildi.
Çin ve İran dostane ilişkileri uzun bir tarihe dayanan iki eski uygarlık
CGTN / Chang Hua Bir yüzyılda görülmemiş değişikliklerin yönlendirdiği dünya, bir kargaşa ve dönüşüm dönemine girerken daha hızlı bir tempoda hareket ediyor. Yeni paradigma altında, gerçekten Çin-İran ilişkilerini önemseyen birçok insan iki ülke arasındaki ilişkilerin nasıl daha fazla gelişeceği konusunda kafa yoruyor. İran’ın nükleer sorununun Çin-İran ilişkilerine etkisi ne olacak? Çalkantılı bir dönemden geçerken Çin-İran ilişkilerinin büyük resmini tam olarak anlamak için iki ülke arasındaki ilişkilerin uzun tarihinden, özellikle 50 yıl önce iki ülkenin diplomatik ilişki kurmasından bu yana geçen dönemden yanıtlar aramalıyız. Bir Çin şiirinin bir satırında denildiği gibi, “yakın arkadaşlar kilometrelerce uzakta da olsalar, bir yüreği paylaşıyorlarsa mesafenin anlamı yoktur.” Çin ve İran, dostane ilişkileri uzun bir tarihe dayanan iki eski uygarlıktır. Tarihi İpek Yolu uzun süredir Çin ile İran’ı birleştiriyor ve iki eski uygarlık birbirinden öğrenerek insanlık uygarlığının ilerlemesine önemli katkıda bulundular. Bugün, iki uygarlığın modernleşmeye doğru önemli yolculuğunda, Çin ile İran yan yana sağlam adımlar atarak farklı alanlarda diyaloğu ve alışverişi güçlendirmeyi ve dostluk ve iş birliğini desteklemeyi sürdürdü. İki ülkenin karşılıklı siyasi güveni Çin-İran ilişkilerinin gelişmesinde çapa olarak hizmet ediyor. Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, 2016 yılında İran’ı ziyaret etti. Her iki taraf, kapsamlı stratejik ortaklık için Çin-İran ilişkilerini geliştirmeyi kabul ederek, iki ülkenin ilişkilerinin tarihinde yeni bir sayfa açtılar. Geçen yıl ağustos ayında Cumhurbaşkanı Xi Jinping, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin kuruluşunun 50. yıl dönümünü kutlamak ve Çin-İran ilişkilerinin geleceğine yön vermek için İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile bir telefon görüşmesi yaptı. SALGINA KARŞI ORTAK MÜCADELE Cumhurbaşkanı Xi, tarihin Çin-İran ilişkilerinin dünyadaki değişim sınavından geçtiğini kanıtladığını işaret etti. İki ülke her zaman ulusal egemenliğin ve itibarın yanı sıra kalkınma yolunun korunmasında birbirini sıkı şekilde destekledi. İki taraf, Çin-İran stratejik karşılıklı güvenini etkili şekilde sağlamlaştıran ve uluslararası alanda adaleti ve doğruluğu savunan, birbirlerinin temel çıkarları ve önemli endişelerine ilişkin konularda da birbirini kararlı şekilde destekledi. Salgına karşı ortak mücadele, Çin-İran iş birliğinin parlak bir örneğidir. İran, salgına karşı mücadelede kritik bir zamanda Çin ile dayanışmasını açıkça gösteren ilk ülke olmuştur. Koronavirüs salgını İran’da yayılmaya başladığı zaman, Çin hükümeti ve sosyal gruplar tıbbi malzemeler ve yardımlar sağlayarak İran’a yardım elini uzattı. Çin ayrıca, virüse karşı mücadelesine yardımcı olmak için İran’a ilk gönüllü tıp uzmanı ekibini gönderdi. Salgının etkisiyle karşı karşıya kaldığında Çin ile İran birbirine yardım etti ve birlikte güçlüklerin üstesinden geldiler, bu Çin ile İran arasındaki güçlü ve derin dostluğun gerçek bir kanıtıdır ve insanlık için ortak geleceğe sahip bir toplum inşa etme vizyonunu yansıtıyor. Pratik iş birliği Çin-İran ilişkilerinin derinleşmesine ve pragmatik kalmasına yardımcı oluyor. Çin ile İran kaynak zenginliği ve ulusal avantajlar bakımından son derece tamamlayıcıdır. Çin, İran’ın en büyük ticaret ortağı olarak konumunu korudu. Son yıllarda, iki taraf arasında kültür, eğitim, gazetecilik, yayım ile turizm alanında mübadele ve iş birliği genişlemeye devam etti. Büyüyen karşılıklı insan değişimi programları iki ülke arasında kültürel bağların daha da yakınlaşmasına yol açtı. İki taraf, “Kuşak ve Yol İnisiyatifi” kapsamında farklı alanlarda iş birliğini ilerletmeyi taahhüt etti ve olumlu sonuçlar aldı. ÇİN-İRAN KAPSAMLI STRATEJİK ORTAKLIĞINI GELİŞTİRİYOR Bu yılın başında iki taraf, iki ülke arasında kapsamlı iş birliği planının uygulanması çalışmasını başlatma kararını birlikte açıklayarak, enerji, altyapı, üretim kapasitesi, bilim, teknoloji ve sağlık hizmetleri konusunda iş birliğini güçlendirme konusunda anlaştı. İki taraf tarım, balıkçılık ve siber güvenliğin yanı sıra üç taraflı iş birliğini ilerletmede iş birliğinin artırılması ve eğitim, film ile personel eğitiminde karşılıklı insan ve kültürel değişimi derinleştirme konusunda anlaştı, böylece iki ülke halkının iyiliği için Çin-İran ilişkilerinin kapsamlı düzelmesi ve gelişmesini destekleyecekler. Çin ile İran arasındaki ilişki istikrarlı biçimde karşılıklı güven ve destekle güçlendi. Gerçekten senin dostun olan kimse, ihtiyacın olduğunda sana yardım edecek. Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) İran’a yönelik “maksimum baskısının” hegemonyacı uygulaması karşısında Çin, uluslararası adaleti ve hakkaniyeti savunuyor, değişmez bir şekilde Çin-İran kapsamlı stratejik ortaklığını geliştiriyor ve İran tarafının mantıklı ve meşru taleplerini destekliyor. İran tarafı da Çin için önemli olan ve temel çıkarlarına hitap eden konularda Çin’i destekliyor. Çin-İran ilişkilerinin gelişmesi güçlü bir yapısal ivmeye sahiptir. Her iki ülke kesinlikle bütün zorlukları aşacak ve el ele ileriye doğru istikrarlı bir şekilde devam edecektir. ABD PRATİK ADIMLAR ATMALI Çin-İran ilişkileri söz konusu olduğunda, İran’ın nükleer programıyla ilgili Kapsamlı Ortak Eylem Planı (JCPOA) hakkında konuşmaktan geri durmak mümkün değildir, ancak dikkat edilmesi gereken husus İran’ın nükleer sorunu, Çin-İran ilişkisinin tamamını tanımlamada kullanılması şöyle dursun, Çin ve İran arasında ikili bir mesele değildir. İran, Temmuz 2015’te İran’ın nükleer sorunu konusunda ABD, Birleşik Krallık, Fransa, Rusya, Çin ve Almanya ile kapsamlı bir anlaşmaya vardı ve anlaşmayı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) onayladı. İran’ın nükleer anlaşması uluslararası güvenlik yönetiminde önemli bir başarı ve uluslararası önemli sorunları siyasi ve diplomatik araçlar yoluyla çözmede bir modeldir. Anlaşma, uluslararası nükleer silahların yayılmasını önleme rejiminin yanı sıra Orta Doğu’da barış ve istikrarın sürmesinde önemli bir rol oynamıştır. Mayıs 2018’de, eski ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, uluslararası hukuk ve uluslararası yükümlülüklerini görmezden gelerek, İran’a azami baskı uygulayarak ve diğer tarafların bu anlaşmayı yerine getirmesini engelleyerek, İran nükleer anlaşmasından tek taraflı olarak çekildi ve İran’ın nükleer sorunu konusunda mevcut gerilimlere doğrudan sebep oldu. Nisan 2021’de, İran nükleer anlaşmasının tarafları, uluslararası anlaşmanın yeniden canlanmasını değerlendirmek için Avusturya’nın başkenti Viyana’da görüşmelere başladılar. Şu an itibarıyla görüşmeler sekizinci tura ulaştı ve nihai aşamaya girdi. Uluslararası adaleti ve hakkaniyeti savunmak ve küresel nükleer silahların yayılmasını önleme rejimini ve Orta Doğu’da barışı sürdürmek amacıyla Çin, Viyana’daki görüşme sürecine yapıcı şekilde katıldı, Çin’in bilgeliği ile çözümlerini ortaya koydu, uzlaşma sağlamak ve görüşmelerin ilerlemesi için katkıda bulundu. UZLAŞMA İÇİN GEREKLİ KOŞULLAR YARATILMALI Çin, İran nükleer anlaşmasının yeniden canlandırılması görüşmelerinin final aşamaya ulaşmasından bu yana, bütün tarafların erken bir tarihte siyasi karar vermesi ve tek bir seferde kalan sorunların çözülmesi için diplomatik çabaların artırılması gerektiğini düşünüyor. İran’ın nükleer sorunu konusundaki mevcut gerilimin arkasındaki suçlu olarak ABD, daha pratik adımlar atmalı, tüm tarafların meşru kaygılarına olumlu karşılık vermeli ve görüşmeler yoluyla erken bir anlaşmayı teşvik etmelidir. Tüm taraflar, ilerleme sağlanması adına gerekli koşulları ve uygun ortamı yaratmalıdır. Çin, İran’ın nükleer sorununa siyasi ve diplomatik çözümü desteklemek ve meşru hakları ile çıkarlarını sağlam bir şekilde korumak amacıyla durmadan çaba göstermeye devam edecektir. Dünyada işler nasıl değişirse değişsin, Çin her zaman Çin-İran ilişkilerinin gelişmesine büyük önem veriyor. Çin ayrıca, ikili ilişkilerin gelişmesinde yeni bir dönemi başlatmak için iki ülke cumhurbaşkanları arasında varılan önemli uzlaşmayı samimi biçimde uygulamak, iletişimi ve koordinasyon adımlarını güçlendirmek ve Çin-İran kapsamlı stratejik ortaklığının anlamını sürekli olarak zenginleştirmek için İran tarafıyla çalışmaya hazırdır.
Çinli araştırmacılar aynı anda pirinç ve mısır verimini arttıran anahtar geni keşfetti
Çinli bilim insanları, aynı anda pirinç ve mısır verimini artırabilecek anahtar geni keşfettiler. Çin Ziraat Üniversitesi ve Huazhong Ziraat Üniversitesi’nin bilim ekipleri tarafından yapılan ortak araştırmanın sonucu bugün Science dergisinde yayınlandı. Araştırmada hem mısırda hem de pirinçte önemli bir gen keşfedildi. Yapılan araştırmaya göre, gen müdahalesiyle mısır ve pirinç verimi sırasıyla yaklaşık yüzde 10 ve yüz 8 oranlarında artırılabilecek. Araştırma ayrıca mısır ve pirincin benzer genetik dizilimini analiz ederek, mahsulün ıslah edilme mekanizmasının analizi ve gelecekteki mahsul ıslahı için önemli bir teorik temel hazırladı. Kaynak: https://www.criturk.com/cinli-arastirmacilar-ayni-anda-pirinc-ve-misir-verimini-arttiran-anahtar-geni-kesfetti/
Çin’de sonbahar tahıl alımı 150 bin tonu aştı
Çin Ulusal Gıda ve Stratejik Rezervler İdaresi, bugün itibarıyla Çin’in ana üretim alanlarında toplam 152 bin 350 ton sonbahar tahılı satın alındığını açıkladı. Fiyat açısından bakıldığında, pirinç ve mısır alım fiyatı genelde sabit kaldı. Ayrıca yerel soya fasulyesi piyasasına rağbet görüldü. Ulusal Gıda ve Stratejik Rezervler İdaresi’nden bir yetkili, Çin’in tahıl güvenliğinin genel olarak iyi olduğunu, gıda envanterinin tarihsel olarak yüksek bir seviyede bulunduğunu ve Çin’in gıda güvenliğinin garanti altına alındığını bildirdi.
NATO’nun canlanmasına bir şok yeter mi?
Çin Ulusal Gıda ve Stratejik Rezervler İdaresi, bugün itibarıyla Çin’in ana üretim alanlarında toplam 152 bin 350 ton sonbahar tahılı satın alındığını açıkladı. Fiyat açısından bakıldığında, pirinç ve mısır alım fiyatı genelde sabit kaldı. Ayrıca yerel soya fasulyesi piyasasına rağbet görüldü. Ulusal Gıda ve Stratejik Rezervler İdaresi’nden bir yetkili, Çin’in tahıl güvenliğinin genel olarak iyi olduğunu, gıda envanterinin tarihsel olarak yüksek bir seviyede bulunduğunu ve Çin’in gıda güvenliğinin garanti altına alındığını bildirdi.